Hasret Kaldıkça

Karakavruk bir yüzün ilk göz ışıltısında
Aradım ellerinin sıcaklığını
Şimdi, şimdi sözlerim dingin bir isyan bağırtısı
Ve ellerim çığlık çığlığa haykıran bir yanardağ şimdi

Akıp gidiyor hiç bilmediği bir yöne doğru
Cehennem yangını gibiyse eğer hasretlik
Yanıyor bedenim
Hep öyledir ya dağların sisinde yanmak

Pusatımın en kör noktasıdır şimdi sol yanım
Vurma
Çek o gözlerinin akıl almaz esaretini üstümden
Nefesim siliniyor yeryüzünün kavruk bir toprağı gibi
Düşüyorum

Parmaklarım donarken tenimde
Vuslatımız kalsın düşlere

Üşüyor sana bakan gözlerim bile
Ben sana ben sana hasret kaldıkça
Üşüyor sana bakan gözlerim bile
Ben sana ben sana hasret kaldıkça

Ay vurunca odamdan içeri
Yokluğun ölümden beter benden içeri
Özlemin çığ gibi büyürde gider
Ben sana ben sana hasret kaldıkça

Ay vurunca odamdan içeri
Yokluğun ölümden beter benden içeri
Özlemin çığ gibi büyürde gider
Ben sana ben sana hasret kaldıkça

Ay vurunca odamın penceresine
Acır işte bu gavur sevdan yüreğimde
Nasıl verdiysen al şu masanın üstünde ki bela zamanlarını
Git artık kalemimin ucunda ki, en küçük ayrıntılarından. Git

Yüreğimden ateş düştü dağlardan her bir tarafa
Kurutuyor şimdi etrafı
Yıllardır bir eşkıya bedeni gibi benim yüreğim
Ne anlaşıldım, ne anladım insanların o anlamsız sevdasını

Biraz sessiz şimdi etraf, birazda ürkek
Genzimden geçen rakıdır şimdi hayat
Ve bir o kadar bilinmez bir sır gibi
Öylece vuruyorum bakışlarımı duvarlara

Üşüyorum
Ve bir çocuk düşü gibi, adam etmeye çalışıyorum adımlarımı
Korkuyorum

Ay vurunca odamdan içeri
Yokluğun ölümden beter benden içeri
Özlemin çığ gibi büyürde gider
Ben sana ben sana hasret kaldıkça

Ay vurunca odamdan içeri
Yokluğun ölümden beter benden içeri
Özlemin çığ gibi büyürde gider
Ben sana ben sana hasret kaldıkça



Credits
Writer(s): Muharrem Aslan
Lyrics powered by www.musixmatch.com

Link