Ağlamaklılar
Ah biz ağlamaklı, salya sümük akıtan biz
Habire mızmızlanan, habire ah eden biz
Bizi böyle sızlatan bir aşüfte mi
Yoksa esir düştük de haberimiz mi yok?
Sahi nedir bu meyusiyetin müsebbibi? Şöyle söyliyim:
Ufacık bir dünyamız var, bencil ve pek tekin değil
Misal: sütü bozuk bir kızı mutlu etmek hayaliyle
Ya da tuttuğumuz o takımın kombine biletleriyle yaşıyoruz
Fakat biz inatla bunları ederken,
O takım başkanının bizden sorulacak her rezilliği
Ya da Hacca gidip finans sağlayacağız bir monarşiğe,
Gidip Taylandlı bebelere kaysın diye
Ve o kız için girip durduğumuz kozmetik yeri
Biraz daha arttıracak yeryüzünde kapitalizmini
Ya da verdiğin verginin saraylarda bir akşam yemeği,
Olmasına yine çıkartmayacağız seslerimizi?
"Sesini Kaybeden Şehir" demişti Nâzım Hikmet
Onun hayaliyle elbet değişti bazı şeyler
Fakat o bile yapamadı, karşı gelmek şöyle dursun,
Sovyet denen işgalcilere razı geldi
Zira onlar tehdit etmeseydi bu ülkeyi işgalle
Girmeyecektik asla NATO denen emperyal birliğe
Ve en büyük ihracatçı olacaktık pek çok şeyde
Şimdiyse biz neredeyiz, Sovyet nerede?
Biz, mütedeyyin kesim, zaten biliyorduk böyle olacağını
Bu yüzden hiçbir zaman sevemedik onu
Dilimizden düşmedi hiç vatan, millet, Sakarya
Sonra gittik hırsızlara oy verdik, hani bir gün akar ya,
Devlet denen o musluktan bizim de ceplerimize
Sonra baktık devir değişti, iktidardı seslerimizi duyan o kitle
Böylece Sovyet bayrağını biz reddettik
Seçtik bu kez BOP EŞBAŞKANI'nı
Seçtik çünkü kapımızı çaldı milletvekilleri
Seçtik çünkü cebimiz gördü üç beş kuruş para
Sonra jiplere biner olduk yandaş adamlarla
Her birimiz iphone aldık, en son model hem de
Fakat o telefon bile köle bir işçinin emeğinden
Bizim gibiler hiç emin olabilir mi ki ne dediğinden?
Biz ağlamaklılar, mızmız halk, töre beyinler!
Derebeyler, köle 'bey'ler, körebeler! (Haydi, artık)
Başka yol yok! Artık fabrikalar kuruldu Çin'de
Tayland'da kerhaneler ve Amerika'nın içinde bankalar
Öyleyse ne bekliyorsunuz donmuş biçimde
Siz de kapın yakanızı, yaka kartınızı ve sonra:
Sabah sekiz akşam on sekiz vardiya
Hafta sonu pub ya da bar ve seviş doyasıya
Geberip gidince de şeriate göre tafsilat yaptırırız mirasımızı,
Aferin ulan!
Adaam sen ne diyorsun, hata ediyorsun
Ölüm ha hışır gelmiş elyafı sûn'i yorganda
Adaam sen ne diyorsun, hata ediyorsun
Ha ıslık çalarak, idaresi örfî yağlı urganda
Adaam sen ne diyorsun, hata ediyorsun
Ölüm ha hışır gelmiş elyafı sûn'i yorganda
Adaam sen ne diyorsun, hata ediyorsun
Ha ıslık çalarak, idaresi örfî yağlı urganda
Habire mızmızlanan, habire ah eden biz
Bizi böyle sızlatan bir aşüfte mi
Yoksa esir düştük de haberimiz mi yok?
Sahi nedir bu meyusiyetin müsebbibi? Şöyle söyliyim:
Ufacık bir dünyamız var, bencil ve pek tekin değil
Misal: sütü bozuk bir kızı mutlu etmek hayaliyle
Ya da tuttuğumuz o takımın kombine biletleriyle yaşıyoruz
Fakat biz inatla bunları ederken,
O takım başkanının bizden sorulacak her rezilliği
Ya da Hacca gidip finans sağlayacağız bir monarşiğe,
Gidip Taylandlı bebelere kaysın diye
Ve o kız için girip durduğumuz kozmetik yeri
Biraz daha arttıracak yeryüzünde kapitalizmini
Ya da verdiğin verginin saraylarda bir akşam yemeği,
Olmasına yine çıkartmayacağız seslerimizi?
"Sesini Kaybeden Şehir" demişti Nâzım Hikmet
Onun hayaliyle elbet değişti bazı şeyler
Fakat o bile yapamadı, karşı gelmek şöyle dursun,
Sovyet denen işgalcilere razı geldi
Zira onlar tehdit etmeseydi bu ülkeyi işgalle
Girmeyecektik asla NATO denen emperyal birliğe
Ve en büyük ihracatçı olacaktık pek çok şeyde
Şimdiyse biz neredeyiz, Sovyet nerede?
Biz, mütedeyyin kesim, zaten biliyorduk böyle olacağını
Bu yüzden hiçbir zaman sevemedik onu
Dilimizden düşmedi hiç vatan, millet, Sakarya
Sonra gittik hırsızlara oy verdik, hani bir gün akar ya,
Devlet denen o musluktan bizim de ceplerimize
Sonra baktık devir değişti, iktidardı seslerimizi duyan o kitle
Böylece Sovyet bayrağını biz reddettik
Seçtik bu kez BOP EŞBAŞKANI'nı
Seçtik çünkü kapımızı çaldı milletvekilleri
Seçtik çünkü cebimiz gördü üç beş kuruş para
Sonra jiplere biner olduk yandaş adamlarla
Her birimiz iphone aldık, en son model hem de
Fakat o telefon bile köle bir işçinin emeğinden
Bizim gibiler hiç emin olabilir mi ki ne dediğinden?
Biz ağlamaklılar, mızmız halk, töre beyinler!
Derebeyler, köle 'bey'ler, körebeler! (Haydi, artık)
Başka yol yok! Artık fabrikalar kuruldu Çin'de
Tayland'da kerhaneler ve Amerika'nın içinde bankalar
Öyleyse ne bekliyorsunuz donmuş biçimde
Siz de kapın yakanızı, yaka kartınızı ve sonra:
Sabah sekiz akşam on sekiz vardiya
Hafta sonu pub ya da bar ve seviş doyasıya
Geberip gidince de şeriate göre tafsilat yaptırırız mirasımızı,
Aferin ulan!
Adaam sen ne diyorsun, hata ediyorsun
Ölüm ha hışır gelmiş elyafı sûn'i yorganda
Adaam sen ne diyorsun, hata ediyorsun
Ha ıslık çalarak, idaresi örfî yağlı urganda
Adaam sen ne diyorsun, hata ediyorsun
Ölüm ha hışır gelmiş elyafı sûn'i yorganda
Adaam sen ne diyorsun, hata ediyorsun
Ha ıslık çalarak, idaresi örfî yağlı urganda
Credits
Writer(s): Kiliseler Ve Liseler
Lyrics powered by www.musixmatch.com
Link
© 2024 All rights reserved. Rockol.com S.r.l. Website image policy
Rockol
- Rockol only uses images and photos made available for promotional purposes (“for press use”) by record companies, artist managements and p.r. agencies.
- Said images are used to exert a right to report and a finality of the criticism, in a degraded mode compliant to copyright laws, and exclusively inclosed in our own informative content.
- Only non-exclusive images addressed to newspaper use and, in general, copyright-free are accepted.
- Live photos are published when licensed by photographers whose copyright is quoted.
- Rockol is available to pay the right holder a fair fee should a published image’s author be unknown at the time of publishing.
Feedback
Please immediately report the presence of images possibly not compliant with the above cases so as to quickly verify an improper use: where confirmed, we would immediately proceed to their removal.