Ukde

Önünde küllük, tıka basa dolu küllük
İzmaritler üstü pembe ruj, tahrik oldu
Olmayıp da n'apsın? Belli tık yok (yok)
Bundan sonra olmasıysa hayli hayli zor

Çıkarttı gözlüğü sonra sildi camları
Bunun yaparken insanın güveni hep sıfır
Hafta ortasında, öğle vakti dandirik bir bar
Sonunu bildiğim bir gün, ses çıkartmadım

Ve geldi bekledikleri tam da tahminim gibi
Bi' anda dört adam dört, kuşattı çevreyi
Açık ve net şekilde talebeler bir yerde
Muhabbetinse belli seyri her zamanki yerde

Müzikten, okuldan, biraz da hatunsal durumdan
Harlanan geyikle geçti dak'kalar
Hatunsal durum dedim yanlış anlama
Hepsinin bir tane olayı var, bozdur harca

Yine de pek güzel, emin ol ki pek güzel
Şimdi sövseler bile aranacak bu günler
Çünkü sonrasında zerre meymenet yok
Olsa zati bur'da olmam o da ayrı not

Azimle sıçtım, deldiğim bir tek duvar yok
Yirmi beş yaşımda beni aşan bir memlekette
İşimdeyim gücümdeyim, yük olmak istemem
Durduk yerde, hiçbir kimseye

Her senaryo belli
Dört adamsanız tabi
Bi' öfke dahilinde sohbet, kader mi sanki (sanki)?
Aynen öyle, bildiğin sualler
Her bir akşamın sonunda arkadaş dilindeler

Her senaryo belli
Dört adamsanız tabi
Bi' öfke dahilinde sohbet, kader mi sanki (sanki)?
Aynen öyle, bildiğin sualler
Her bir akşamın sonunda arkadaş dilindeler

Hepsi hızlı gitti, ben de pek tabi ki öyle
Tipine baktım onların sonra kendimin
Gördüğümse geride kalmış bir devir (devir)
"Sade koy da geç" dedim ve sade içtim

İçimden öyle söylemiştim, ancak içimde vardı ukde
Artık öyle zor sabahlamak veya uyanmamak
Yeni bir düstur oldu, tıraj olup da suratı cümleten kanatmak
Sızlanıp vızıldamak değil, derdim alışmak

Uyku yoksa dahi on buçukta gubba yatmak
Fazla tribe girmeden hemen hesabı istedim
Malum işte or'da zordu lüzumsuz öfke
İçerde daha da kalmadan can havli dışarı çıktım

Sarhoş olmanın gazıyla yazmışım mesaj
"Kafaya takma Fox'ta var Tosun Paşa"
Sevinmişim Farazi'den gelen cevaplara
Tabanvay eşliğinde yürüye yürüye Taksim'e

Mesajlaşırken öyle karar verdik Farazi'yle
On-on beş dak'ka sonra geldi kendisi
"Anahtar bende kaldı iş yerinde kimse yok"
Dedim "Güzel, ufak bir bin boğa renk katar bu akşama"

Sonrasında konuşa konuşa aşağıya
Hafta ortasında akşam üstü Taksim
Sonunu bildiğim bir gün
Gram ses etmedim

Her senaryo belli
Dört adamsanız tabi
Bi' öfke dahilinde sohbet, kader mi sanki (sanki)?
Aynen öyle, bildiğin sualler
Her bir akşamın sonunda arkadaş dilindeler

Her senaryo belli
Dört adamsanız tabi
Bi' öfke dahilinde sohbet, kader mi sanki (sanki)?
Aynen öyle, bildiğin sualler
Her bir akşamın sonunda arkadaş dilindeler

İş hanlarından her şekilde çok çekinmişimdir
İçine girdi miydi bende tüyler ürperir
Durumu farklı kılabilen bir şeyler isterim
İkinci katta terzinin yanında iş yeri

Hemen girişte solda evraklarla dolu masa
Karşı cam bakar pavyonumsu bir mekana
Nedense şaşmışım peruk satan o dükkana
Yarın mesai var içip sıçıp da zırlama

Sağıma soluma bakar iken dibini buldu votka
Açıldı futbol sohbeti aynı dak'kalarda
Keşke her yorum yapan Fikret Engin olsa
Çakıl taşıyla razıyım o dakka futbola

"Haklısın, devam et" dedikten sonra
Tutmayan kuponlarından biri koydu ortaya
Dedim "Farazi latifeler peşinde koşma
Acıktı burada karnım, on on beş midye alsana"

Kısa bir müddet söylenip inerken aşağıya
Ben de hanın içinde gitmişim tuvalete
İşim normalinden daha uzun sürünce
Kapıya geldi bak Farazi hanın bekçisiyle

Dedim "Telaşe yok, motoru bozmuşuz biraz"
Yirmi dak'ka sonra or'dan odaya
Evraklarla dolu masa olmuş komple votka
Bekçinin yanında vardı Uganda bayrağı

Bayrak altı saklanan altın rengi saatler
Olanı biteni sormak istedim tam o dak'ka
Koşarak içeri girdi Uganda'lı saatçi
Teşekkür etti elini sıktı emektar bekçinin

Zabıtadan kaçarken bekçi çekmiş almış
Onun gazıyla başladı capoeira dansına
O günden sonra hiçbir boktan emin olmadım
Sonunu bildiğim bir gün, ses çıkartmadım



Credits
Writer(s): Burak Demir, Onur Inal
Lyrics powered by www.musixmatch.com

Link