Rönesans Tarlası

Karanlığın musallat olduğu
Çam ormanlarında
Elinde yalnız kuru bir dal parçası
Yüzünde oluk oluk kırışıklar olan
Dudakları kararmış bir ihtiyar
Kulağıma eğildi
O Eğildikçe
Ben tükendim

Öylece durup
Usulca bir şey fısıldadı
Meşaleni yak ölüm yaklaşıyor

Bu dört kelime
Hakikate ulaşmaya çalışan
Bir şeytan gibi döndü durdu
Beynimin içinde

Sonra bulutlar ölümün rengini çaldı
Ağaçlar ölüme hazırladı yapraklarını
Toprak bağrını ölüler için ayırdı

Ben bu sessizlik ve düzen eşliğinde donakalmışken
İhtiyar
Şeytanların koşuşturmasına işaret edip
Söylenmeye başladı

Ölümün sessiz seremonisi başlıyor
Kulak ver

Ateşsizler yönetiyor kaos çanlarını
Beş köşeli bir yıldızın boynuzlarından sarkan kelimelerle
Bir marş kazıyorlar boş beyinlere

Durmak bilmeyen sinsi bir seremoninin esiri oluyor
Zamanın ateşsiz esirleri
Emanetini gizlice gasp eden
Bir hırsız dolaşıyor içimizde

Herkesin elinde değersiz bir put parçası
Ateşle yakarıyorlar boşluklara
Boşluklar anlamsız sözlerle çalkalanıp
Bir azgın nehir gibi
Oluklara boşalıyor
Bunca hengamenin içinde
Kendini kaybediyor
Bir taştan yana beklentisi olanlar

Kendilerini kaybedip
Kör bir kuzgunun peşine takılıyorlar
Binlerce gören göz
Bir çift kör gözün esiri oluyor

Velev ki
Bunları yalnızca
Yalnız kalmış bir ihtiyar mı görüyor?



Credits
Writer(s): ömer Barış Altay
Lyrics powered by www.musixmatch.com

Link