Nedamet Köprüsü

Hapsolmuş bir orman, beton kafeste
Serilmiş meczuplar taş döşeli yollarına
Soluyor gün aheste aheste
Çöküyor acı karanlık, sidik kokan duvarlarına

Acı bir kış, merhametsiz
Ellerin soğuktan buz tutmuş
Ucuz bir şişe, lezzetsiz
Elinde bitmeye yüz tutmuş

Bu şehrin bağırsaklarında bir asalaksın, zarar ziyan
Uğursuz var oluşunda yok zerre anlam, sadece hezeyan
Kırsan da kendi kalemini, kessen de kendi cezanı
Yırtsan da kirli mabadını
Olmayan onurunu geri alamazsın

Gelmişsin çoktan eşiğine nisyanın
Yersiz haykırışların, fayda etmez isyanın
Toprak almaz, ateş yakmaz seni
Tarihten silinir adın, ebedi hüsranın

Kendinsin ömrünün törpüsü, ipsiz lakin azapta
Ardında bir nedamet köprüsü; sessiz sakin, uzakta

Doğmamışsın, ölmemişsin
Duymamışsın, görmemişsin
Cehaletin olmuş felaketin
Sormamışsın, bilmemişsin

Nasıl olabilir insanoğlu bu denli fesat ve zavallı
Nasıl solabilir aşk ve erdem tamahkarlığın gölgesinde
Nasıl alabilir denizler ve nehirler kızılın en kana yakın rengini
Nasıl? Nasıl sönebilir umudun ışığı bu denli hızlı



Credits
Writer(s): Sercan çetin
Lyrics powered by www.musixmatch.com

Link