Hüzzam Gazel

Ömrün ortasında, hayatın kıyısında
Otuzlu yaşlarımda on beşimdeki aşkla
Şarkılarda yaşattığım şu hasta çocukla
Hüzzam bi' gazel gibi hisliyim hâlâ
Ve sinem yara, bana sözdür ecza
Ben bi' denizim bendeki beni arayan yazdıkça
Çoğu uzaklaştım yakınlaştım sandıkça
Soruların sayısı arttı cevapları buldukça
Daldım derinlere sığdan usandıkça
İstiridyeden şiirler çıkarttım çokça
Bende berceste inciler bolca
Al birini tak kulağına ihtiyacın buysa
Ne var ki yarın hep bilmece
Koştururum hiç yok dinlenmece
Kendimden çıkıp bi' gün bakınca kendime
Gördüm dünya kurmaca
Büyürsün öğrenince ağlamayı gülerek
Kalabalıklar ortasında yalnız gezerek
Onlardan kaçarsın onlara giderek
Ne büyük yıkımdır yaşıyo'ken ölmek
Ne zordur bazen, yenilgiden dönmek
Savaşarak kazandığını ellerinle vermek
Altınla pulu denkleyene dil dökmek
Cahile anlatmaktansa atlat deveye hendek
Yükselmek için gözde alçalmak dilde
Gerek seçmek hürriyet için ölümü bile
Gerçek çiçeklerim kuruyup gittiler de
Hepsi de güzeldi, solarken bile
Aldanma gönül, insanlar sahte
Leş yiyen akbabalarda gösterişli maske
Kargalardan ninniler dinleyenler de gördüm
Bi' bülbülü eti için öldüren de

Ağla, gözüm ağla, dolu gönlüm ziyanla
Yağdır dil i gamdan devalar canıma
Bir yanım çöl, bi' yanım derya
Yâr uçurum yarınım, har içinde kalmışım
Dağla beni
Ağla, gözüm ağla, dolu ömrüm hüsranla

Ey, birikiyorum tükenmek için
Ve tükeniyorum insanlarda çoğalmak için
Yıllarımı burnunun ucunu göremeyen âmâlara
Kaf Dağı'nın arkasını anlatarak geçirdim
Ama vazgeçmedim, bak hâlâ demimdeyim
Demir söze elim çelik mana suyunu veririm
Şu acemi demircilerin örsündedir ellerim
Elleri ne kadarsa o kadar alabilirler nitekim
İzahım bu, mizah değil, berzahtayım, cennet değil
Cinnete ramak kaldığım çok oldu, eğilmedim
Deliller toplarken yaşadığıma dair
Ne insanlar kaybettim de insanlığımı kaybetmedim
Yiten zaman en amansız hasmındır bazen
Mazinin yara izleri silinmez zihninden
Hatırlamak istemediğin ne varsa dünden
O an kalbini sızlatan paslı bi' temren
Velhasıl buna rağmen bir yolunu bulursun
Sen o heccav kurşunların vuramadığı kuşsun
Nasıl da uzaklar sana, ne kadar yakınsın
Tuzak kurana attığın her ok hedefi bulsun
Mızrak çuvala sığmaz, ahı yerde kalmaz mazlumun
Güzergâhımın güzellikleriyle dolu manzumum
Onların soramadıklarını sorduğum için solgunum
Ve söyleyemediklerini dediğim için hep sürgünüm
Çünkü dostum kimseyi memnun etmek için yaşamıyorum
Bi' dağ şu önyargılar konuşmakla aşamıyorum
Derdi neyse romanda, Cuma'yla Robinson'un
Derdimiz bu birbirimizle, anlıyor musun?
Çünkü kişinin tanımadığı, onun için öteki
Ve dışlar toplum her zaman, kendine benzemeyeni
Ya da alkışlar ondan özgün neyi varsa silip
Yok eder onarırken hayatın rengini

Ağla, gözüm ağla, dolu gönlüm ziyanla
Yağdır dil i gamdan devalar canıma
Bir yanım çöl, bi' yanım derya
Yâr uçurum yarınım, har içinde kalmışım
Dağla beni
Ağla, gözüm ağla, dolu ömrüm hüsranla



Credits
Writer(s): Serhat Hanay
Lyrics powered by www.musixmatch.com

Link