Otuz Üç Kurşun

33 Kurşun

Bu dağ Mengene dağıdır
Tanyeri atanda, Van'da
Bu dağ Nemrut yavrusudur
Tanyeri atanda, Nemruda karşı
Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur
Bir yanın seccade, Acem mülküdür
Doruklarda buzulların salkımı
Firari guvercinler su başlarında
Ve karaca sürüsü
Keklik takımı...

Yiğitlik inkar gelinmez
Teke - tek döğüşte yenilmediler
1000 yıllardan bu yan, bura uşağı
Gel, haberi nerden verek?
Turna sürüsü değil bu
Gökte yıldız burcu değil
33 kurşunlu yürek
33 kan pınarı
Akmaz
Göl olmuş bu dağda...

Yokuşun dibinden bir tavşan kalktı
Sırtı alaçakır
Karnı süt beyaz
Garip, ikicanlı, bir dağ tavşanı
Yüreği ağzında öyle zavallı
Tövbeye getirir insanı
Tenhaydı, tenhaydı vakitler
Kusursuz, çırılçıplak bir şafaktı

Baktı 33'ten biri
Karnında açlığın ağır boşluğu
Saç, sakal bir karış
Yakasında bit
Baktı, kolları vurulu
Cehennem yürekli bir yiğit
Bir garip tavşana
Bir gerilere

Düştü nazlı filintası aklına
Yastığı altında küsmüş
Düştü, Harran Ovası'ndan getirdiği tay
Perçemi, mavi boncuklu
Alnında akıtma
Üç topuğu ak
Eşkini hovarda, kıvrak
Doru, seglavi kısrağı
Nasıl uçmuşlardı Hozat önünde...

Şimdi, böyle çaresiz ve bağlı
Böyle arkasında bir soğuk namlu
Bulunmayaydı
Sığınabilirdi yüceltilere...
Bu dağlar, kardeş dağlar, kadrini bilir
Evelallah bu eller utandırmaz adamı
Yanan cıgaranın külünü
Güneşlerde çatal kıvılcımlanan
Engereğin dilini
İlk atımda uçuran
Usta elleri...

Bu gözler, bir kere bile faka basmadı
Çığ bekleyen boğazların kıyametini
Karlı, yumuşacık hıyanetini
Uçurumların
Önceden bilen gözleri...
Çaresiz
Vurulacaktı
Buyruk kesindi
Gayrı gözlerini kör sürüngenler
Yüreğini leş kuşları yesindi...

Vurulmuşum
Dağların kuytuluk bir boğazında
Vakitlerden bir sabah namazında
Yatarım
Kanlı, upuzun...
Vurulmuşum
Düşüm, gecelerden kara
Bir hayra yoranım çıkmaz
Canım alırlar ecelsiz
Sığdıramam kitaplara
Şifre buyurmuş bir paşa
Vurulmuşum hiç sorgusuz, yargısız

Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz
Rivayet sanılır belki
Gül memeler değil
Domdom kurşunu
Paramparça ağzımdaki...

Ölüm buyruğunu uyguladılar
Mavi dağ dumanını
Ve uyur-uyanık seher yelini
Kanlara buladılar
Sonra, oracıkta tüfek çattılar
Koynumuzu usul-usul yoklayıp aradılar
Didik-didik ettiler
Kirmanşah dokuması al kuşağımı
Tesbihimi, tabakamı alıp gittiler
Hepsi de armağandı acem elinden...

Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız
Karşıyaka köyleri, obalarıyla
Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu
Komşuyuz yaka yakaya
Birbirine karışır tavuklarımız
Bilmezlikten değil
Fıkaralıktan
Pasaporta ısınmamış içimiz
Budur katlimize sebep suçumuz
Gayrı eşkiyaya çıkar adımız
Kaçakçıya
Soyguncuya
Hayına...

Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz
Rivayet sanılır belki
Gül memeler değil
Domdom kurşunu
Paramparça ağzımdaki...

Vurun ulan, vurun
Ben kolay ölmem
Ocakta küllenmiş közüm
Karnımda sözüm var, haldan bilene
Babam gözlerini verdi Urfa önünde
Üç de kardaşını
Üç nazlı selvi
Ömrüne doymamış üç dağ parçası
Burçlardan, tepelerden, minarelerden
Kirve, hısım, dağların çocukları
Fransız kuşatmasına karşı koyanda

Bıyıkları yeni terlemiş daha
Benim küçük dayım Nazif
Yakışıklı, hafif, iyi süvari
Vurun kardaş demiş
Namus günüdür
Ve şaha kaldırmış atını

Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz
Rivayet sanılır belki
Gül memeler değil
Domdom kurşunu
Paramparça ağzımdaki...



Credits
Writer(s): Ahmed Arif, Rahmi Saltuk
Lyrics powered by www.musixmatch.com

Link