Geri Gelen Mektup

Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervâne olan kendini gizler mi alevden
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu

Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse
Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan
Yalnız o yeşil gözlerinin nûru görünse

Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgârlara attım
Gözlerle günâh işlemenin zevkinin tattım
Gözler ki birer parçasıdır sende İlâhın
Gözler ki senin en katı zulmün ve silâhın
Vur şanlı silâhınla gönül mülkü düzelsin
Sen öldürüyorken de, vururken de güzelsin!

Bir başka füsûn fışkırıyor sanki yüzünden
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden
Hasret sana ey yirmi yılın tâze bahârı
Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı
Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı
Görmek seni ukbâdan eğer mümkün olaydı

Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler
Tek bendeki volkanları söndürse denizler
Hâlâ yaşıyor gizlenerek ruhuma "Kaabil"
İmkânı bulunsaydı, bütün ömre mukâbil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum

Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskanıyordur
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik



Credits
Writer(s): Osman Oztunc, Huseyin Nihal Atsiz
Lyrics powered by www.musixmatch.com

Link