Artık Yaşamak İçin Herkesten Kaçacağız

Bir gün birisi perdeleri çekti, belki de ben çektim
Kilidi sürdü birisi, evi soğuttu, sanırım bendim o
İki solgun el kapadı kentin tapırtısına kulaklarımı
Adımı unutturdu, kan grubumu, ehliyet sınıfımı

Günler yok oluyordu, zaman algımı yitiriyordum
Cılız, esmer, çirkin bedenimden kötü kokular yükseliyordu
"Bu senin suçun değil," diyordu kulağıma yaklaşıp birisi
"Bir burun isteyip istemediğini sana kimse sormamıştı"

Kitaplar yığdım önüme, kendime bunları yutmalısın dedim
Kafamı uzatıp kocaman açacağım ağzıma boşaltmasının
Daha iyi olacağını söyledi, şu izmarit dolu kül tablasının
Ne önemi varmış lânet kelimelerin beynimde yer etmesinin

Tahtalar gıcırdıyordu, yaşlı tabut homurduyordu
Musluktan su damlıyordu, bir türlü uyuyamıyordum
Yemek ve dışkılamak, bazen tek yaptığım bu oluyordu
Sen de diyordu birisi, her şey gibi yok oluyorsun

Var mıydım yok muydum kimdim ben
Şaşırdım görünce sudaki yüzümü
Yüzüme bakmak da değildi niyetim
Sadece bir koca ıslak sıçanın
Peşinden giderek yağan yağmurla su basmış olacağını düşünmediğim
Ve varlığını çoktan unutmuş olduğum izbeye inmiştim

"Gel," dedi "takip et beni." Benimle konuşan bu sıçan mıydı?
"Evet," dedi. Delirdim kesin, "tabiî " dedi ve ekledi
"Çünkü sen," dedi "zeki kıvrak ve kavrayışlı birisin rezil"
"Ve bütün ahmaklar gibi ağzına kadar iyi niyetle dolusun sen de!"

Ve anlattı zengin ve fakirler
Anlattı yaşlı ve gençler
Anlattı milllet ve vekiller
Anlattı şekilsiz, değişken
Anlattı mutlu, anlattı mutsuz, anlattı ruhsuz ve anlattı
Öfkesinden kuduranlar için iki farklı yasanın olmadığını

Beni size benzetecek sosyalliğin canı cehenneme!
Bütün insanlar canınız cehenneme!
Maviniz, hâliniz, malınız cehenneme!
Bunu işiten herkesin, herkesliği cehenneme!

Beni size benzetecek sosyalliğin canı cehenneme!
Bütün insanlar canınız cehenneme!
Maviniz, hâliniz, malınız cehenneme!
Bunu işiten herkesin, herkesliği cehenneme!

Şarıldayarak indi gasteli pencerem, bir taş ile buluştuğunda
Meraklı bir kuş meğer yuvasından oldukça
Uzakta gezintiye çıktığı bir gün
Görmüş kuytudaki bu ini, tedirgin olmuş karanlığından

Ölecek gibi olsa da yorgunluğundan, durmadan uçmuş göklere
Çırpmış minicik kanatlarını, varmış varacağı yurda karanlık çökmeden
Anlatmış bütün gördüklerini, kalmamış ürkmeyen, korkmayan
Düşmüş yola her dinleyen, başlamışlar inmeye

İnenler sabahlardı, kimisi tombul, esmer
Kimisi iri yarıydı, ben gibi iki gelirdi resmen
Kimisi şapşal, turuncu kimisi, kimisi kel resmî
Kimisi tok, arsız kimisi, kimisi ürkek, tembel

Çalmışlar kapımı duymadım, toplaşmışlar görmedim
Yorumlamışlar olmamış, tartışmışlar öyle mi
Ancak camı deviren taş sırtıma çarptığında anladım
Bir haltlar olduğunu evin dışında neden bilmem sonradan

Gökteki kurtulmuşlar ile huriler bile oynaşmalarını
Bırakıp bakmışlar aşağıya! bence de bu, onların hakları
Kalkmadım, karşı koymadım, durdum öylece bekledim
Kapıyı kırdılar, doluştular içeriye, belki de hepsi de

Ellerinde yerine yenisini koyamayacağımız
Ve yapmamamız için ortada hiçbir sebep yokken yapmadığımız şeylerle
İçinde yaşadığım odaya geldiler
Hayret ettiler, ürktüler, sustular ve sonra

Bak yorgunsun, hem çiçeksin, çık bir hava al dediler
Bayram olur seyran olur yoksun sen de ol dediler
Ersin dediler pabucu yarım, çık dışarıya oynayalım
Oyun dedikleri bir hayattı ölümle yok edilen

Beni size benzetecek sosyalliğin canı cehenneme!
Bütün insanlar canınız cehenneme!
Maviniz, hâliniz, malınız cehenneme!
Bunu işiten herkesin, herkesliği cehenneme!

Beni size benzetecek sosyalliğin canı cehenneme!
Bütün insanlar canınız cehenneme!
Maviniz, hâliniz, malınız cehenneme!
Bunu işiten herkesin, herkesliği cehenneme!



Credits
Writer(s): Kiliseler Ve Liseler
Lyrics powered by www.musixmatch.com

Link